10 Ekim 2012 Çarşamba

İSMAİL ACAR İLE GÜZEL BİR ÖĞLEDEN SONRASI


Geçen Cumartesi öğleden sonra çok keyifli bir gün geçirdim. Hem sanatçımız İsmail Acar ile tanışıp onun vizyonunu dinleyebildim, hem de kendisi ile sanat hakkında ve yeni projeleri hakkında uzun uzun konuşabildik.

Galata'da çalışmalarının ve eserlerinin bulunduğu 5 katlı olan ve inanın her katı gerçekten müze gibi olan atölyesinde bir araya geldik.

Açıkçası her katı gezerken çok ayrı keyif aldım. Eserlerle ilgili aşağıda fotoğraf kareme yansıyan görselleri sizlerle paylaşacağım.

Ayrıca İsmail Bey'in misafirlerini ağırladığı antika eşyalardan oluşan bölümleri de var bu atölyede.






Binanın en üst katında aşağıda göreceğiniz resimdeki harika bir İstanbul manzaralı balkonda sohbetimize başladık.



Sohbetimiz sırasında özellikle tepside gelen kuru meyve ve özel bitki çayları çok lezzetli idi. İlk defa tattığım wasabi kaplı fıstıklar çok acı ama bayağı lezzetli idi.

Daha önce kendisini tanımadığım için röportajımızın nasıl geçeceği ile ilgili bir fikrim yoktu. Ama o kadar keyifli sohbet ettik ki, kendisine yönlendirdiğim soruların dışında öğrendiğim iki şey beni çok şaşırttı.

Birincisi Amerika'da 1997 yılında Jack Nicholson'un evine ziyaret edip bir tablo bitirmiş kendisi.
Ve Nicholson'un menajeri benim de hayranı olduğum True Blood dizisinin yapımcılarına geçen sene İsmail Bey'i önermiş.  Dizi yapımcıları,Türkiye ziyaretleri sırasında İsmail Bey'in "Seremoni "ve"Hürrem" isimli tablolarını satın almışlar ve dizinin dördüncü sezonunda kullanmışlar.

Gerçekten de görseli görünce hatırladım. Benim gibi sıkı bir True Blood takipçisiyseniz  bu mekanı hatırlarsınız.


Röportaj soruları  ve cevapları aşağıda.  Sizin de benim kadar keyif almanızı umarım.
















1)Toplam 20 yıldır sanatla ilgili biri olarak biraz başa dönersek ilk serginizi ne zaman,nerede gerçekleştirmiştiniz ?Ne hissetmiştiniz? En son kaçıncı ve hangi serginiz gerçekleşti ?Yurt dışında toplam kaç adet serginiz gerçekleşti?

Son sergim de hissettiğim heyecan sanırım ilk sergimde hissettiğimden kat kat fazla diyerek söze başlayabilirim. İlk sergimi 1992 yılında Zebra Sanat Galerisinde gerçekleştirdim. İçerik olarak eski form ve figürlerden oluşan biraz da Dante esintilerini taşıyan bir sergi idi.Sanırım şu an sayısını tam hatırlayamıyorum ama yüzden fazladır sergi adetim. 

En son "5 Duyu 5 Olgu" isimli sergimi Türk ve İslam Eserleri Müzesinde sundum. Biraz bilgi vermek gerekirse çok yoğun bir araştırma sonucu tespit ettiğim ve derlediğim 13.yüzyıla ait tat,müzik ve kokuları bir araya getirdim. En önemlisi de bu sergimde görme engellilerin de hissedebileceği formatta her resmin yanında bre alfabesi ile resimlerin hikayeleri anlatmaya çalıştım.Bu tarz işler de heyecanıma heyecan kattı diyebilirim. 2000'e yakın görme engelliye ulaşabildik. 

Yurt dışında 50'den fazla sergim oldu. Ağırlıklı Avrupa ülkelerinde ama Arap ülkelerinde de sergilerim oldu. En son Londra National Potrait Gallery müzesinde Haziran ayında başlayan ve 23 Kasım 2012'ye kadar sürecek olan "PAŞA" resimlerim sergileniyor.

2)Sizi etkileyen sanatçılar ve ressamlar var mı? 

Özellikle bir sanat dalına yönelen insanlardan çok benim için işini çok iyi yapan herkes etkileyebilir diye düşünüyorum. Beni sadece resim değil,mimari de çok etkileyebiliyor.
Aynı şekilde doğa ve müzik. Bütün bunlar ruhumun beslenmesine katkı sağlıyor. 

Yinede isim vermek gerekirse takdir ettiğim post modern ressam David Salle var mesela. Ayrıca İkinci Murat ve Fatih Sultan Mehmet döneminde yaşamış olan Osmanlı mimar Muslihittin beni çok etkileyen sanatçılardan biri diyebilirim.

3)Neden resimlerinizde  Osmanlı motiflerine yönlendiniz? Neden bu kadar ilgi görüyor bu eserleriniz? 

Bu yeni bir geçiş değil. İkinci sergimden beri bu konsept bana eşlik ediyor. Ben bu soruya aslında şu şekilde yaklaşmak isterim. Bu kişinin bir birey olarak kimlik arayışı. Daha doğrusu Cumhuriyet'in kimlik arayışı. Bu Cumhuriyet kavramının izlerini geçmişte aramak duygusu. Geçmişin izlerini arayınca geleceği de var ediyor. 

Anadolu ve Osmanlı dönemine gitmemin ana nedeni  Cumhuriyet'e taban oluşturmak.

20 sene evvel Osmanlı motiflerine ait resimler yapanlara gerici denilebilinirdi ama günümüzde algı değiştiği için amacın popüler bir şey yapmaktan öte bellek analizi yapmak olduğu anlaşılıyor.


4)Bir sanatçı olarak toplumdaki misyonunuz nedir? Kendinizi sanatınızda hangi derecede ve nerede görüyorsunuz?


Bir Türk sanatçısı olarak bu kültür ve coğrafyada oluşmuş olan bilinci çıkarmaya çalışıyorum. Uzun süredir de bunu yaptığımı hissediyorum. Bu coğrafya der iken Cumhuriyetin bütün unsurlarını sanatıma katmaya ve yansıtmaya çalışıyorum. Bu bütünde resim ile ortaya çıkıyor. Ama bu kostümden tutunda folklor,müzik,edebiyatı da kapsıyor. Kısaca, sanatçı olarak bir bellek sorgulamasını taşıyıp sanatıma yansıtmaya çalışıyorum.

Kendimi bir yolculuk süreci içinde görüyorum. Bir sürecin sonu ustalıktır ama benim hala sanatımda daha çok uzun bir yolum olduğunu düşünüyorum.

5)Resim dışında ilgilendiğiniz bir sanat türü var mı? Son olarak da yeni sergi projeleriniz var ise paylaşabilir misiniz?

Heykel benim ilgimi çekiyor. Hatta en son bir Mozale projem var. Dünyanın ilk mozalesi olan ve M.Ö300 yılına ait bu anıtı yapıyorum.

Son olarak "5 Duyu 5 Olgu" sergimden sonra, üç ay içinde Dubai ve  Suudi Arabistan'da yaklaşık 30 parçadan oluşan  "Love of Islam ve "Doğunun İkonları isimli 2 yeni sergi projem var.  











Günün sonunda İsmail Acar'ın çok içten, mütevazi ve samimi biri olduğunu söylemeliyim. Kendisine bana vakit ayırıp nazikçe ağırladığı için çok teşekkür ediyorum.

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...