GELİYOR MUSUN YOKSA GELİYOR MUSUN?

Geçen sene DOT'un fiziksel tiyatro konseptini bana sevdiren "Supernova Beautiful Burnout" isimli oyunu seyretmiştim. Açıkçası bayağı beğenmiştim. İlk bu fiziksel tiyatro akımına ilgi duymam bu şekilde olmuştu.

Geçtiğimiz hafta ise gene başka bir fiziksel tiyatronun bütün detaylarının öne çıktığı ve bu akımı iliklerimize kadar bize hissettirip kah güldüren,kah şaşırtan,kah da hislendiren Sarı Ay'ı ekipçe izledik.

Yazımın başlığını oyunun adı olan Sarı Ay yerine "Geliyor musun Yoksa Geliyor musun?" olarak yazdım. Oyunda belki de en çok aklımda kalan ve oyunun başlangıç cümlesi hatta bence kilit cümlelerden biri olan bu soru modelini kullanmak istedim.

Sarı Ay'ı neden beğendim sorusuna gelince kesinlikle farklı ve etkileyici olması diye cevaplayabilirim.

Sadece 4 sandalye ve 4 oyuncu ile tüm oyunun konusu bize geçebildi. Şaşırmamak elde değil.
Neden diyeceksiniz? Çünkü kurgusunda aslında 6 karakter olmasına rağmen sadece 4 oyuncunun hem diğer rollere,bazen anlatıcıya ayrıca hikayedeki objelere,su,efekt,ay,tren ve hayvan gibi varlıklara dönüşümü hiç mi hiç sırıtmıyor hatta gülerek ve şaşırarak izliyorsunuz.

Üç aşamadan oluşan oyunda hem anlatıcılar hem oyuncular bir de karakterler var diye düşünebiliriz. İşte oyuncular onlar oluyor ve o karakterlerin içindeyken anlattıkları hikayeleri, olayları izliyorsunuz.

Benim dikkatimi çeken başka bir unsur ise David Greig'in "Sarı Ay- Leila ile Lee'nin Baladı" isimli piyesinden yapılan bu oyunun tercümesi o kadar net ve basit olmuş ki, ağır bir konusu olmasına rağmen oyunun dili çok yumuşak ve akıcı, anlatım biçimi ise direkt izleyiciye geçen bir şekilde hazırlanmış.

Ne yalan söyleyeyim ilk on dakika filan sürdü biraz alışmam oyuna ama sonra oyunculuklar ve konunun akışıyla daldım gitti.

Bir bakmışım oyun bitmiş bütün salon dolu dolu çoğu izleyici ise ayakta hep beraber alkışlıyoruz.

Sonuç olarak ben zeka ile duygu yoğunluğunun,dram ve mizahla içi içe geçtiğini düşündüğüm bir oyun izledim.

Beraber gittiğim arkadaşlarımdan da çok negatif bir kritik gelmedi. Birkaç yorum hariç genelde güzel yorumları oldu. Aşağıya size onların yorumlarını paylaşmak istedim ki oyuna gidecekseniz farklı görüşlere de sahip olun.

Oyun Nişantaşı G-Mall'un üst katında ve biletler tam 50, öğrenci 25 TL.

Taner: "Oyunun ilk on dakikasında "Yalan Dünya'da ki "Açılay" karakterinin abartılarını anımsatan ve sıkıcı olacak gibi başlayan oyun, sonrasında daha keyifli bir hal aldı.Oyuncuların beden dili ile anlatım performansları görülmeye değer.."

Kübra: "Başta 'Kim Bunlar?' dediğim küçük bir kız ve genç delikanlı, sahnede beklediğimin üstünde performans sergileyip diğer iki deneyimli oyuncu da profesyonellikleriyle zenginleştirdikleri güzel bir oyun ortaya koydular. İzlenilesi... "

Gamze:  "Sahnede oyuncuların devleştiği, zamanın nasıl geçtiğini anlamadan, kıpırdamadan izlediğiniz, size sürükleyen, keyifli bir oyun.. Siz de mutlaka bu oyunun bir parçası olun.."

Didem: "Müthiş oyunculuklarla birlikte kendinizi oyunun içinde hissedeceksiniz…"

Burcu:"Bence Dot'un en iyi adapte edilmiş oyunu idi,kendimi oyunla bütünleştirebildim."

Merve: "4 insanın sadece beden diliyle 5 duyunuzu nasıl harekete geçirdiğine inanamayacaksınız! Mükemmel performans.”

Nilüfer: "Klasik bir Dot oyunu, Henüz genç bir oyuncu olan Su Olgaç’ın yüz ifadesini tam olarak kullanamaması oyunu amatör kılmış. Diğer oyuncuların performansı gayet başarılı. 10 üzerinde 4 veriyorum."

Aslı:  "Çok iyi iş çıkarmışlar ama zaten DOT bu. Aksini beklemiyordum, gayet başarılı."

Cankız: "Benim yorumum ise oyun, hayatın çok içinden gibi geldi bana."

Önümüzdeki hafta bayram tatili nedeniyle erkenden seyahate çıkıyor olacağım. Bu nedenle, bu yazımdan sonra bir süre sizle yazı paylaşamayacağım.

Döndüğümde yepyeni yazılarda buluşmak üzere.. Herkese iyi bayramlar ve iyi tatiller.