18 Temmuz 2014 Cuma

ROBERT WILSON VE LADY GAGA PORTRELERİ


Bugün biraz farklı bir sanat haberi yapmak istedim.

Yazacağım şahıslar birbiri ile de bağlantılı çıkınca pek bir hoş oldu.

Önce sanat dünyasına adını altın harflerle yazdırmış olan ABD'li deneysel, gerçek üstü tiyatro,video sanat ve performans yönetmeni Robert Wilson'dan bahsederek başlamak istiyorum.

20.yüzyılın dikkate değer,vizyonu geniş sanatçılarından biri kendisi.

Geniş popüler tiyatro ölçeğinde daha doğrusu deneysel tiyatro yapmak amacıyla çok iyi işler gerçekleştirmiş biri de diyebiliriz.

The NewYork Times'ın onun tiyatroda zaman ve mekan kullanımını takdire şayan bir keşif olarak duyurması hiç şaşırtıcı değil.

Besteci Philip Glass ile beraber "Einstein on the Beach" belki duymuşsunuzdur en önemli eserlerinden biridir.

1976 yılında operaya yeni bir çığır açan bu oyun, 2012 yılında Brooklyn Academy of Music tarafından tekrar seyirci ile buluşturuldu ve tam anlamıyla ünyaca ünlü bir fenomen oldu.

Bu başarı için Robert Wilson'un oyunların içeriğine realizm  felsesesini eklemesinin yanı sıra Philip Glass'ın müthiş müziği,Lucinda Childs'in de koreografisi ile birleşmesinden kaynaklanıyor diyebiliriz.

Gelelim Lady Gaga ile ilgili olan ortak çalışmalarına. Bu sene kasım ayında Paris'te başrolde Lady Gaga'nın olduğu Louvre Müzesinde gösterilen "Oturma Odası" ve Lady Gaga'nın 23 Video Portresi isimli bir konumlandırma yani enstalasyon sergisi hazırladı.



Hatta bu sergi 26 Temmuz 2014'de Wilson'un 1992 yılında kurduğu New York Watermill Center'da tekrar sergilenecek.

Temmuz sonu gibi NewYork'da olacak olan ve benden tavsiye isteyen arkadaşlarıma da buradan duyurmuş olayım.


Çok dikkat çekici bir çalışma olduğunu belirtmeliyim. Yenilikçilik bayağı bir seviye değiştirdi diyebiliriz.

Wilson'un daha önce Video Portreleri projesi kapsamında Lady Gaga hariç çalıştığı isimlerden bazıları Winona Ryder, Brad Pitt ve Isabella Rossellini.







Dünyanın en sansasyonel pop sanatçısını üç tarihi tablodaki kişilerin yerine koymak bayağı farklı ve yenilikçi bir fikir diyebiliriz. Lady Gaga da sergiyi ilk gördüğünde çok etkilenmiş ve göz yaşlarını tutamamış.


Göreceğiniz gibi ilk iplerle sarılmış kadın figürü bir kenara karakterlerden birincisi ressam Jacques Lois David'in banyosunda öldürülmüş "Marat" karakteri, ikincisi Vaftizci Yahya'nın kesik başı ve üçüncüsü Fransız ressam İngres'in "Matmazel Caroline Riviere" tablosu.

Ben çok etkilendim ve sizlerle de bu ilginç bilgileri paylaşmak istedim.

Lady Gaga'dan bu kadar bahsetmişken 16 Eylül'de gerçekleşecek olan İstanbul konserini de dört gözle bekler olduk.

Kim bilir yıllar önce tiyatro festivali kapsamında ülkemize gelen Robert Wilson da tekrardan bu yenilikçi akım olan "Video Portreleri"projesiyle de İstanbul'a gelir.

İyi hafta sonları herkese :)






Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...