8 Ağustos 2014 Cuma

NILE RODGERS


Müzik dünyasının bana göre dehalarından biri olan Nile Rodgers ile ilgili yazı yazmayı uzun zamandır istiyordum.

Şu an İstanbul'un hemen her yerinde karşıma çıkan Pharrell Williams konseri billboard ve duyurularını da gördükçe artık onun hakkında yazmanın vaktidir diye düşündüm.

Pharrell ile ne alaka der dediğinizi duyar gibiyim. Nile Rodgers, Pharrell ve Daft Punk ile beraber Daft Punk'ın son albümü olan Random Access Memories'de çok büyük rol alan bir isim.

Daft Punk, Pharrell'e Nile Rodgers'in albümlerinde görev alıp çalacağını söyler ve kendisinden de bir şarkı yazmasını ister . Sonuç ise artık bir fenomen olan ve bence dans müziği kategorisinde hep bir klasik olacak "Get Lucky" ortaya çıkmış olur. Everything But The Girl Missinşarkısı gibi. O da 1994 yılından beri bir klasiktir dans müziğinde.




Bu seneki Grammy ödül töreninde Stevie Wonder ile beraber canlı söyledikleri Get Lucky performansı müthişti. Tüm salon dans edip ayakta dakikalarca alkışlamışlardı bu üç sanatçıyı. Aşağıdaki videoda da sürekli gülümseyen rasta saçlı gitarist Nile Rodgers. İnanılmaz pozitif, tatlı ve enerjik biri.

O performansı bir daha izlemek isteyenler için gelsin...Hem de 7 Eylül Pazar Pharrell İstanbul konseri öncesi içinde güzel bir ısınma turu olur.


Aslında Pharrell ve Daft Punk'dan bağımsız çok çok önemli bir müzik adamı, besteci,prodüktör ve çok başarılı bir aranjördür Nile Rodgers. Birden fazla Grammy ödülleri kazanmış efsanevi bir gitaristtir.

İsmi daha çok Pharrell & Daft Punk işbirliği kapsamında meşhur Get Lucky ile şarkısı ile gündeme gelmiş olsa bile kendisinin yıllardır sürmekte olan hem solo kariyeri hem de daha bir sürü dünya starlarıyla iş birliliği ve prodüktörlük projeleri var.


Diana Ross, David Bowie, Prince, Duran Duran, Madonna sadece bunlardan bazıları desem.

Madonna'nın Like a Virgin albümünü ve David Bowie'nin Lets Dance albümünü sadece on yedi günde yapmış.

1976 yılından beri kurmuş olduğu Amerikalı ünlü bayan vokal Chic grubu ile hala müzik yapmaya devam eden bu 62 yaşındaki özel insan başarısına sürekli yenilerini ekliyor.

Kariyerine hala devam ediyor konusuna değinmemin aslında başka bir sebebi  var.

2010 yılında çok ileri derece kansere yakalanan Nile Rodgers, çok uzun bir tedavi sonrası kanserli hücrelerinden kurtuluyor. Tüm süreci ailesinden gizleyip onları üzmemek adına tek başına yaşıyor.




Zamanla da iyileşiyor. Aslında burada çok da detaya girmeyeceğim ama müzik beni iyileştirdi demekten hiç vazgeçmediğini araştırmalarımda gördüm.

Nile Rodgers'ın kendi profesyonel web sitesinin içinde şu an dünyada birçok kanser hastasına örnek olmak, onları cesaretlendirmek ve kendi hikayesini çok net bir şekilde paylaşmak amaçlı hazırlanmış şahsi bir kanser blogu var. "Walking on Planet C" İngilizce dışında birçok dünya dilinde de aynı anda güncellenerek milyonlara ulaşıyor.

Lütfen dikkatinizi çekerse incelemenizi rica ediyorum. Bu kadar başarılı ve müthiş bir kariyere sahip, ünlü,varlıklı, şaşaalı, müthiş bir hayatı olduğunu düşündüğümüz bu insanın aslında ne kadar kötü bir dönemden geçtiğini ve bunu da çok içtenlikle nasıl yendiğini ve insanlara nasıl bir rol modeli olmaya çalıştığını yansıtan bir blog.




Kariyerindeki bereketin tam tersi özel hayatında olmamış maalesef. İleri derecede ki kanser olayını da katarsak bayağı travmatik durumlar yaşamış Nile Rodgers.

Annesi kendisini on üç yaşında dünyaya getirdiğinden evlatlık olarak verilmiş.Annesi onu geri almak için uğraştıysa da üvey babası onu birkaç kere evden kovmuş. Gençlik döneminde ise ailesinin uyuşturucu bağımlılığı ile savaşmış. O dönemlerde yaşadığı tüm travmaların onu bugünün başarılı yapımcısı, şarkı yazarı ve problem çözücüsü yaptığını röportajlarında belirtiyor.

Kötü şartlarda büyümüş olmasına rağmen ailesine ve üvey kardeşlerine çok bağlı Rodgers. Aşağıdaki cümlelerini "Le Freak: An Upside Down Story of Family" isimli otobiyografisi için basınla yaptığı bir röportajından aldım.

"Annem ve erkek kardeşlerim bütünüyle bana bağımlı yaşıyorlar. Aslında  hepimiz hâlâ hippiler gibi yaşıyoruz, ben de bu klanın para kazanan üyesiyim. Böyle olmasını istemezdim, ama işin iyi tarafı dünyanın en iyi, en zarif kardeşlerine sahibim. Kendi çocuklarım olmadı. Bütün ailenin reisi gibiyim şimdi. Çok çalıştım, hayatımda çok büyük değişimler geçirdim ve hepsine de kardeşlerim eşlik etti."

Ne kadar tatsız dramalar yaşansa da o insan için yazılan kaderin önüne geçilemiyor. Yani her zaman çok kötü gibi görünen şartların altında bambaşka fırsatlar ve hayırlar var.

İyi hafta sonları:)


Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...