12 Ocak 2015 Pazartesi

I ORIGIN


Bazı filmler vardır hani kim ne yorum yaparsa yapsın, ister sinema eleştirmenleri olsun ya da blog yazarları,ister arkadaşlarınız yahut dostlarınız beğenmese bile filminizdir ya sanırım 2015 yılının hemen başında bu kategoriye gireceğini düşündüğüm filmi buldum.

Etkisinde kaldığım için blogumda yer verebileceğim ve tavsiye edebileceğim filmlerimden birisi olan "I Origin"'dan  bahsetmek istiyorum bugün.




Bu arada filmle ilgili kötü eleştirilere de rastladım bazı makale ve online sinema elestirisi yapan sitelerde ama dürüst olmam gerekirse  fikirlerine çok değer verdiğim, sohbetlerimizde birbirimize derinlikler kattığımız, farklı film tercihleri olan birkaç arkadaşımla da izledik ve o kadar çok etkisinde kaldık ki. Ne zaman konuşsak kapılıp gidiyoruz. Yorumlarımız bütünleşiyor ve filmi hadi tekrar seyredelim mi der iken bulabiliyoruz kendimizi.



2014 yılında "Film Ekimi" festivali kapsamında ülkemizde de gösterilmişti.Türkçe'ye "Kök" olarak çevrildi filmin ismi.

Festival filmlerini incelerken ben özellikle filmlerin yönetmenlerini de değerlendirmeye çalışırım.

Bu film bana tavsiye edildiğinde de gördüm ki yönetmeni de müthiş adam senarist, yapımcı Mike Cahill.

Bu film ile beraber üçüncü kez yönetmenlik koltuğuna oturan Mike Cahill 'i belki en ünlü ve önemli filmi "Another Earth den hatırlayabilirsiniz.







Kesinlikle harika filmlerden biri olan  Another Earth filmini de izlenecekler listesine gönül rahatlığıyla ekleyebilirsiniz.


Filme dönecek olursak, kısaca hikayesinden bahsedeyim ama büyüsünü de kaçırmamaya söz veriyorum. Ufacık ekstra bir bilgi film ile ilgili olan beklentinizi kaçırabilir. Filmin ana teması aslında ölüm korkusu.

Filmin fragmanını da aşağıda paylaşacağım.Seyrettiğinizde sanki hemen hemen her şeyini hissettiriyor gibi olsa da kanmayın çünkü çok çok ince küçük detaylar var. Yakalarsanız filmden çok keyif alacağınıza inanıyorum.

İşte bu küçük detaylar özellikle birkaç aydır benim tecrübe ettiğim bazı olaylarla o kadar paralel ki etkilenmemem imkansızdı. Bu nedenle,filmin benim için başka bir bakış açısı ve boyutu oldu.
Daha doğrusu kalp gözüyle ön yargısız seyrettiğinizde ne demek istediğimi anlayacaksınız.



Çok basit olarak konu genç ve çok zeki bir moleküler biyoloji uzmanı olan Micheal Pitt,'in laboratuvarındaki ekibi ile yürüttüğü deneyler sonucu insanlığı derinden sarsacak bazı bilimsel kanıtlara ulaşması hakkında.

Bu arada Micheal Pitt ile ilgilli küçüçük bir bilgi paylaşayım.İlk kendini fenomen gençlik dizisi Dawson Creek dizisinde küçük yardımcı rollerle göstermişti.Şimdi bulunduğu noktaya bakacak olursak da başrol oyunculuğu dışında bu filmde küçük küçük sahnelere müdahale ederek yönetmenlik seviyesinde ısınma turları atmış.

Asıl olaylar bu süreçte gelişip seyirci ile bağ kuruluyor zaten. Küçük ama önemli bir rol ile bu filmde oynayan yukardaki müthiş gözlere sahip Astrid Berges-Frisbey çok başarılı bir kast.

İspanyol kökenli oyuncu farklı şivesiyle de ayrı bir karakter olarak özellikle yerleştirilmiş filmin içine. Onu belki Karayip Korsanları filmindeki baştan çıkarıcı denizkızı rolünden de hatırlayabilirsiniz.




Evrim teorisinin net gerçekliğinden tutunda başka bir deyişle bu evrim teorisi inancının beyaz ve siyah gibi keskin renklerinden uzaklaşarak tesadüflerin gücüne, reenkarnasyondan, gerçek sevgi ve spiritüalizm konularına,Budizm felsefesinden yaşamın farkında olmadan insanlara sunduğu işaretlere kadar keskin konularla seyirciyi sarsıp geçen bir senaryo ile karşılaşacaksınız.

Yönetmen Evrim, Aşk ve Tanrı ile ilgili güçlü inanışları ve duyguları sorgulatırcasına sizi kendi içinizdeki benlik ile baş başa bırakıyor.

Ruhsal inançların bilimsel inançları sarsabileceği de göz önüne çıkarılmış. Zannediyorum ki bu sebeple film negatif yorumlar topladı. Ama öyle bir devirdeyiz ki artık ruhsal inançlar dünyevi olayların gücünü zorlar nitelikte. Çoğu insanda bunun ya farkında ya da daha çok sorgulayarak farklı hissetmeye başladı.

Benim naçizane yorumlarım bu şekilde. Farklı bir senaryo ilginç,güçlü ve insanlığa ait en saf duyguları izlemek istiyorsanız buyurun derim :)



4 yorum:

Lulu's life dedi ki...

Film konusunda cok guvendigim harika bir arkadasim 2015 izleme listeme ekledi bu filmi.. Simdi senden de dinleyince extra heyecanlandim.. Hemen hemen her aksama bir film sikistirmaya calisan heyecanli halim hayat karmasasina kaptirip, zamansiz kalmazsa bu geceki planim bu film olsun. (yerine gectigi filme de ayri bir ozur yaparim izledigimde..) Tesekkurler sevgili Aciman :) x

Aciman'ın Sanat Güncesi dedi ki...

Film delip geciyor. Ben durdura durdura seyrettim. Cok etkiledi beni. bakalım sen ne diyeceksin? Konusuruz sonrasında
Sevgiler

Lulu's life dedi ki...

izledim.. Enfesti.. Izleyen arkadasim da "sen cok seversin" demisti. Muthis bir ic seruven yasadim ve aynen sen gibi durdura durdura izleyip sindirmeye calistim.. Hele o asansor sahnesi ! sahnenin vardigi noktadan ziyade yasandigi an ! cidden hala etkisindeyim ki kac gun gecti uzerinden.. Sanirim tekrar tekrar izleyecek ve doyamayacagim..

Aciman'ın Sanat Güncesi dedi ki...

Cok sevindim begendigine. Hemen hemen atnı seyleri hissetmisiz. Sevgiler

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...