12 Şubat 2015 Perşembe

"YALNIZCA" DOLUNAY



Aciman'in Sanat Güncesi ekibi olarak çok keyifli bir röportaj yaptık sevgili Dolunay Obruk ile.

O kadar içten samimi biri ki röportajımız bitti ama sohbetimizin tadı damağımızda kaldığı için, biz günü onunla uzatarak keyifli sohbetimize derin hikayeler katmaya devam ettik.

























Çok yönlü insanlarla tanışmak bana çok keyif veriyor. Kendisi ile röportaja gittiğimde onun sadece şarkıcı kimliği ve son albümü hakkında konuşmayı planlamıştım ama sürekli gözlemleyen, yaratıcılık kaynağını dışarı yansıtmaya, aktarmaya hazır bir kültür elçisi olduğunu görmek inanılmaz etkiledi beni.


O sadece başarılı bir ses sanatçısı değil. Eğitimini Güzel Sanatlar Grafik Bölümünde tamamlamış. Bununla da yetinmeyerek sadece güzel sesim var olgusuna güvenmemiş, caz eğitimi almış.

Eklemem gerekirse onun için senaryo ve dizi yazarlığından tutun da tasarım yapabilen bir illüstrator ve besteci kimliği olan çok yönlü bir sanatçı diyebilirim.



Röportaj sorularımız ve kendisini çok net anlattığı içten,detaylı cevapları aşağıda.

Sizin de benim kadar ondan keyif almanızı umarım.

Röportaj sonunda paylaştığım videolarda hem canlı performansını hem de müthiş sesini dinlemeyi unutmayın.:) "Beyaz Yalanlar", "Alıştırıyorum" ve "İnsan Hep mi Gider " şarkıları bir ayrı benim için.

1)Müzik kariyerinize ne zaman başladınız? Müzikle ilgili yeteneğinizi ne zaman fark ettiniz?

Sanat insanın içinde kendine yer bulmuşsa, ömür boyu o insanı bırakmaz. Benimde çocukluğum hep müzik ve resim çalışmalarıyla geçti.Yoğun bir müzik kültürüne sahip bir ailede halk müziği ve bağlama sesleri ile büyüdüm. Dedem TRT Ankara Radyosu Müdürü idi.

14 yaşında iken ilk sahne performansımı Timur Selçuk eşliğinde yönetilen koroda İş Bankasının 70.yıl kutlamasında verdim. Safiye Ayla ile aynı sahneyi paylaştığımı düşündükçe çok mutlu oluyorum. 

2)"YALNIZCA" albümü nasıl ve ne  zaman çıktı ? Albümün hikayesi veya konsepti nedir?

Albümün kapak tasarımı olsun söz müzik besteler olsun toplam 6 ay yoğun bir çalışmanın sonucunda Kasım 2014 ayında "YALNIZCA" müzik marketlerde yerini aldı. 

"İstanbul Kafası" adlı şarkımın NTV 'deki kültür sanat programının jeneriğinde kullanılması şarkımı ve kendimi daha geniş bir kitleyle paylaşmama fırsat tanıdı. 

Albümün konsepti içinde kalabalıklar içinde var olan yalnızlıkları anlatıyorum diyebilirim. "Yalnızca" diye isimlendirdim albümü. Bu bahsettiğim yalnızlık hem eril hem dişil bir yalnızlık; başka bir deyişle yalnızlığın dilinin cinsiyeti sadece tek olamaz. Çok insana ait bir duygudan bahsediyoruz.

Herkes bunu biliyor farkında olanlar da var olmayanlar da .İçinde bulunduğumuz iletişim çağı algının sınırlarını kaldırıyor. Tüm şarkıların sözü bestesi bana ait. Müziğimle bu duyguları yansıtmayı amaçladım diyebilirim.

3)Neden Caz?

Albüm aslında yüzde yüz bir caz albümü değil. Çok yoğun caz soundu hakim gibi gözükse de alternatif müzik olarak tango, dünya müziği caz hepsi iç içe geçmiş şekilde .Bu nedenle cazın yorumlamaya açık ve özgür bir müzik olduğunu düşünüyorum. Emprovizasyon cazın geleneğinde var. Bu janrın müzisyeni geliştirebildiğine inanıyorum. Kendimi tekrar etmemi engelliyor. 

4)Sizi ne ve kimler ilham veriyor? Sanatınızı ruhunuzu ne ile besliyorsunuz? En çok sevdiğiniz sanatçılar kim?

Sıra dışı bakış açısı olan herkes bana ilham verebiliyor. Ama tüm dünyada da sevilen beğenilen isimler arasında sanırım beni en çok Tim Burton etkiliyor.Neden diye düşündüğümde ise çok cesur olması ve gerçeği fantastik bir yaklaşımla ilettiği için diyebilirim. Bir de Tim Burton, Helena Bohem Carter,Johnny Deep üçlüsü bir araya geldiğinde nasıl güzel sanat üretebiliyorlarsa beni eserleri ile etkileyen, ilham veren başka bir üçlü daha var. Neil Gaiman,Amanda Palmer ve Dave Mckean. 

Neil Gaiman yazar,Amanda Palmer Neil'in sözlerini ve ayrıca kendi şarkılarını söylüyor,Dave Mckean ise Neil'in kitaplarının illüstrasyonlarını gerçekleştiriyor. Bu üç ismi incelemenizi öneririm. Bu arada bu seneki İfİstanbul'da McKean'in "Luna" isimli filmi gösterilecek. Mckean, ayrıca başarılı bir film yapımcısı ve prodüktördür. 

Bu isimler dışında Birsen Tezer'i çok severek dinlerim. Patricia Barber ve İmer Demirer'de bana ilham veren sanatçılar arasında. Ressam Ansen'i takip ediyorum severek. Onun algıları ortaya koyuşunu resmetmesi beni çok etkiliyor.  

5)Bir sonraki projeleriniz nedir? En yakın sizi nerede ve ne zaman dinleyebileceğiz?

Benim aslında hep projelerim var. Müzik,mimari ve plastik sanatlardan örnekler vererek senelerdir verdiğim bir konferansı şimdi daha da detaylandırıyorum. Hikayesini yazdığım,karakterlerini çizdiğim,müzikleri üzerinde çalıştığım sahne projelerim var. Hatta çocuklar için hazırladığım ve yine sanata yönlendirecek çocuk projeleri.  

Caz sanatçısı, besteci ve basçı Ozan Musluoğlu'nıun "My Best Friends Are Vocalists" albümünde de yer aldığım için 17 Şubat günü Ozan'ın daha önce birlikte sahne aldığı 12 farklı vokalle bir araya gelerek İş Sanat'da sahne alacağız. Saat 20.00 de başlayacak konserimiz. 

Fatih Erkoç, Şevval Sam, Gökhan Özoğuz, Sibel Köse, Ayşe Gençer ,İlham Gençer,Bora Uzer, Ece Göksü, İpek Dinç, Meltem Ege,Sanem Kalfa ve ben. Herkesi bekliyoruz. İzleyenlere müthiş bir müzik gecesi sunacağız.



















Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...