29 Mart 2012 Perşembe

ACİMAN İLE İSTANBUL FİLM FESTİVALİ



Yılın en sevdiğim dönemi başlıyor. Bu sene 31.kere düzenlenen İstanbul Film Festivali benim için çok özel. Hem yeni yönetmenleri, yeni filmleri keşfederim hem de eski klasik kült filmleri tekrardan yad ederim. Ayrıca galiba bu dönem geldiğinde benim için yaz sezonu da resmi olarak başlamış sayılıyor. Yıllardır havalar mis gibiydi festival boyunca.Umarım bu vakitte o şekilde geçer.

31 Mart -15 Nisan 2012 arası festival filmlerinin gösterimleri geçen sene de olduğu gibi Beyoğlu Atlas, Fitaş 1ve 4.salonlar, Pera Müzesi, Kadıköy Rexx'de gerçekleşecek. Bilet fiyatları gündüz bilet fiyatları 5 TL, diğer seanslar 9 ve 15 TL arası.

Hatırlarım birkaç sene önce bu etkinliğe denk gelen zamanda bir sürü  birikmiş iznim vardı. Bu birikmiş izinlerimi kullanarak festivali doya doya gündüz seanslarında koşuşturmadan rahat rahat takip etmiştim.
O sene keşfettiğim filmler ve yönetmenlerin haddi hesabı yoktur. Benim için ve sinemaya verdiğim değer açısından bayağı karlı bir seneydi.

Sinemayı sevmeyen yoktur diye düşünüyorum.

Sizde benim gibi farklı bağımsız filmleri, usta yönetmenlerin başyapıtlarını, belgeselleri, Sundance ve Berlin film festivallerinde dünya prömiyerlerini yapan enteresan filmleri keşfetmek isterseniz bu harika bir fırsat.





Biletlerin inanılmaz çabuk tükendiğini hatırlatmak isterim. İstediğiniz filme gitmek için önceden bilet alarak işlemlerinizi halletmeniz gerekli .

Bu sene "Sinema ve Müzik" başlıklı  içeriğindeki çoğu filmi daha önce seyretmeme rağmen kesinlikle kaçırmayacağım özel bir bölüm yapılmış. Martin Scorsese'nin yönettiği "NewYork ,New York", Pink Floyd'un müziğinden sözlerinden ve "The Wall'dan esinlenerek çekilen "Pink Floyd ,The Wall" ve bir arkadaşımın tavsiyesi ile birkaç sene önce seyrettiğim ve çok keyif aldığım "The Adventures of Priscilla".Son olarak da vizyona çıktığı zaman bayağı sükse yapan "Moulin Rouge". Kesinlikle "The Wall" ve "New York New York" 'a tekrardan gideceğim.

Ayrıca gene benim en sevdiğim epik hikayeleri çok büyük bir mirasla birleştiren Çin Sinema Geleneği adı altında "WUXIA" filmleri. Gene çoğunu seyretmişim ama liste içinde görmediğim bir tanesini notlarımın arasına aldım. Bu filmlerin en güzel özelliği göz alıcı kostümler, görkemli görüntüler ve tabi ki uçuk dövüş koreografileri olması.

Evet, bu sene içerik çok yoğun ve kaliteli. Daha fazla yazımı uzun tutmadan sizle festivalle ilgili detayları ve kendi seçimime göre bilet alacağım öne çıkan film ve önerileri sunmak isterim.

THE LONELIEST PLANET  

İşte gideceğim ilk film. "The Loneliest Planet" .Gael Garcia Bernal'in oynadığı bağımsız bir yapım. Gael'e bayılıyorum. Hemen hemen onun tüm bağımsız filmlerini seyrettim. Bence ticari filmleri o kadar da başarılı değil. Bu nedenle, bu filmi özellikle doğada geçtiği için görselliği ile beraber çok merak ediyorum
.
DEATH OF A SUPERHERO 
Canlı çekimler ile animasyonu harmanlayan komik ve samimi ve fevkalade bir modern sinema uyarlaması olduğunu okuyunca hemen gideceklerimin arasına ekledim açıkçası.





LE CONTES DE LA NUIT (GECE MASALLARI)


Bu sene animasyon sinema bölümü daha farklı. Her sene görebilirsem en az bir adet animasyon filmi seyretmeye vakit ayırıyorum. Berlin Film Festivali'nde yarışan ilk üç boyutlu animasyon filmi "Gece Masalları". Çok seker kesinlikle gideceğim.




ORANGE WINTER  


Bir devrim filmini çekebilmek ..  diye başlıyor filmin ön yazısında. 2004 yılında Ukrayna'da ki başkan seçiminin, Sovyet sonrası en büyük kitlesel eyleminin yapılmasını anlatıyor. O dönem hatırlıyorum dünyada büyük yankı oluşturmuştu bu olay..O dönemi yansıtan belgesele bilet bulursam kesin gideceğim. 











KING OF DEVIL'S ISLAND (ŞEYTAN ADASININ KRALI)


2011 Norveç Amanda, Lübeck ve Edinburg festivallerinde ödülleri olan bu filmin fragmanını seyrettim ve bayağı hoşuma gitti. 


Dünya Festivalleri kategorisindeki birbirinden güzel alternatifler arasında önceliğimi bu filme verdim. Gerçek olaylardan kurgulanarak film haline getirilmiş  Norveç'de bir  geçen baskı ve isyan hikayesi. Baş rolde oynayan Stellan Skarsgard'ın resmini kapsayan bir resim koydum filmden. İnanılmaz iyi bir oyuncu ama maalesef kötü adam rollerini o kadar iyi başarıyor ki sanırım başka bir rolde görmek kendisini imkansız artık. 


ALPS


2011 Venedik Film Festivalinde en iyi senaryo ödülü alan film, ilginç konusu ile etkileyici bir drama . Değişik sektörde çalışan üç kişi ücretli bir hizmet geliştirmiştir. Randevu sistemi ile ölen kişilerin yerine geçip ölen akraba, dost veye iş arkadaşlarına hizmet vermektedirler. Kurdukları şirketin adı Alpler'dir. 


Konu çok rahatsız edici ama bir o kadar da merak uyandırıcı açıkçası. 







KOPMA


Yönetmenin American X 'in yönetmeni olduğunu öğrendiğim bu filmi araştırmadan gitmeye planladıklarımın arasına aldım.


Ama biraz araştırınca da tam festival kriterlerine uygun bir film seyredeceğimi anlamış oldum. 


Kadro inanılmaz. Oscarlı oyuncular  Adrien Brody, James Caan, Marcia Gay Harden başrollerde. Adrien Brody için Piyanist'ten sonra en iyi performansını gösterdiği rol olarak bu filmden bahsedilmesi çok merak uyandırdı bende.


Amerikan eğitim sisteminin korkunç yüzü hakkında bayağı etkileyici bir film olduğundan bahsediliyor. Filmin bir sürü ödülü var. Deauville Eleştirmenler Ödülü,  Sao Paulo ve Tokyo,Woodstock festivallerinde  "En İyi Yönetmen" ödülü bunlardan birkaç tanesi .



SADAKATSİZLER 
Akbank Galaları sonradan muhakkak vizyona giren filmlerdir. Olur da galalara bilet bulamazsanız daha sonra vizyondan takip edebilirsiniz. 

Sadakatsizler, umutsuz, absürt ve inanılmaz komik varyasyonlarıyla erkek sadakatsizliğinin başarı ve hüsranlarını zaferlerini ve acıklı felaketlerini anlatıyor. 

The Artist filmiyle yeni Oscar alan Jean Dujardin başrolde. Hahhaha ayrıca çok keyifli olsa gerek, biz bayanlar hemen hemen filmin her karesinde tahminlerimizi tatmin edeceğiz sanki.


BENİM 533 ÇOCUĞUM VAR


Bir de komedi filmi seyretsek fena olmaz düşüncesi ile bu filmi tanımak istedim. Orta yaşlı ve genç ruhlu tembel bir adam olan baş kahramanımızın sperm bankasına yaptığı bağışlar sonucu 533 çocuğun babası olduğunu öğrenmesi ile kimliğini gizleyip onlarla tanışmasını anlatılıyor. 




Bu filmler, bu sene benim festivalde yoksa yok dediğim filmler ama çok alternatif var, gözümden kaçmış olan veya bana tavsiye edeceğiniz filmler olur ise buradan bana mail atabilirseniz çok sevinirim.


Aciman :)

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...