3 Ocak 2013 Perşembe

CHINAWOMAN


Birkaç süredir bize virüs gibi bulaşan harika bir vokali tanıtmak istedim size.

Belki kendisini tanıyorsunuz hatta hayranısınızdır. Belki de benim gibi geç keşfedenlerdensiniz.

Bir o kadar güzel anlamda melankolik, birkaç kere dinledikten sonra tekrar ve tekrar dinleme dürtüsünü harekete geçiren, insanın ruhuna dokunan sert ve değişik bir ses tonu.

Daha onu tarif edebilecek bir sürü sıfat vardır ama aklıma ilk gelenleri paylaşarak yazıma başlamak istedim.

Evet Chinawoman'dan bahsetmek istiyorum. En güzeli de bu sene ikinci kez İstanbul'a geliyor olması.

Mayıs ayında açıkçası radarımda olmadığı için o dönemde ki konserine gitmemiştim ama
9-10 Ocak 2013 tarihinde üst üste iki gece Babylon'da sahne alacak. Ocak 2013 de böylece bir başlayıp pir başlayacağa benziyor.



Çok enteresan ki kendisini ilk dinlediğinizde ses tonunun dolayı onu  daha çok erkek vokale benzetebilirsiniz.

Kimle konuşsam ilk Chinawoman'ı dinleyenlerden hemen hemen herkes aynı fikirde. Ama olsun o sese bir alışınca sizi kendine doğru öyle bir sürüklüyor ki, son 2 haftadır non stop onu dinliyorum.

Bir şarkısı bitince acaba öbürü nasıldır diye dinlemek zorunluluğunda hissediyorsunuz kendinizi.

Chinawoman,her ne kadar grubun ismi olsa da grubun baş solistin gerçek adı Michelle.

Grubun adı, Michelle'in ilk şarkı sözü yazmaya başladığı zamanlarda bilgisayarının başında otururken aklına ilk gelen isim olarak Chinawoman'ı bulması sonucu oluştu.

Rus kökenli bir ailenin çocuğu olarak Kanada Toronto'da büyüyen Michelle, tüm gençlik dönemini Rus ve Avrupa müziği dinleyerek  harcamış.

Erkek arkadaşının ve tüm çevresindeki dostlarının müzisyen olması ve dostlarının bir web sitesi aç, şarkı yazdıkça yayınlarsın şeklinde cesaretlendirmesi ile ilk yazdığı şarkı "I Kissed The Hand Of My Destroyer" çıkmış ortaya.

Yukarıda da bahsettiğim gibi bütün duygusal ve yoğun şarkı sözlerini kendisi yazıyor ve hemen hemen  enstrümanların da hepsini kendisi çalabildiğini belirtmeliyim.

2007 yılında çıkan ilk albüm "Partygirl "o kadar dikkat çekti ki ona modern Leonard Cohen benzetmesi yapıldı. Aslında neden benzetildiğini birden fazla albümünü, şarkılarını dinledikçe anlayabiliyorum.

Bu tarz bağımsız müzik akımının öncü efsanesi olan Leonard Cohen'i hatırlatması çok doğal ama ben birebir  pek benzetme bulamadım.


2010 yılı çıkışlı "Show Me The Face "albümü ile de gerçekten başarısını pekiştirmiş.

Kendisine yaptığı müziği tarif edermisiniz sorusuna "Melodik, trajikomik, deneysel, yapmacık ile içtenliğin içiçe geçtiği,gülerken ağlatabilecek bir güce sahip" şeklinde tanımlıyor.

Kendisi için  de "Ben ağırkanlı,duygusal ve olgunlaşmayı hedefleyen bir insanım. İnsanların benim için düşündüklerinden öte aslında çok daha iyi bir palyaçoyum" şeklinde açıklama yapabilen, kendine oldukça güvenen bir sanatçı.

Gerçekten "Partygirl" ve gene çok sevdiğim"I Will Be Your Woman" isimli bu şarkıları sizle paylaşmazsam olmaz, garip bir şekilde dinlemekten çok haz alabilirsiniz.

9-10 Ocak Babylon'da saat 20.30 'da sahne alacak sanatçı. Farklı, keyifli vakit geçirmek için bire bir. Bilet fiyatları 45 TL.






Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...